Spor Tahkim Mahkemesi (Cas) Yargılamasında Olağan Tahkim Yargılaması
OLAĞAN TAHKİM YARGILAMASI:
Olağan Tahkim usulü daha önce izah etmeye çalıştığımız gibi temyiz tahkiminden farklı olara daha önceden verilmiş bir karara itiraz şeklinde değil, kesin olarak karara bağlanmamış bir uyuşmazlığın çözümü talepli yargılamadır. Olağan tahkimin konusunu temel olarak parasal uyuşmazlıklar oluşturur. Olağan Tahkim Usulüne ilişkin düzenlemeler CAS Kodu’nun R 38 ile R 46 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
F.1. Başvuru:
- Olağan tahkim tahmin edileceği üzere Uluslararası Spor tahkim Mahkemesine sunulacak bir dilekçe ile başlayacaktır. Dava dilekçesi bulunması zorunlu unsurlar şunlardır:
- Davalının adı ve adresi,
- Çözümlenmesi talep edilen uyuşmalığın açıklaması,
- Olayların özeti,
- Davacı tarafın sair iddiaları,
- Tarafların CAS tahkimini kabul ettiklerine ilişkin belge; varsa tahkim sözleşmesi,
- Talep edilen hakem sayısı ve üç hakem talep edilmiş ise CAS hakem listesinden davacı tarafça seçilen hakemin adı ve adresi.
Ayrıca davacı taraf R 64 maddesinde belirtilen harç miktarını yatırmakla yükümlüdür. Bu maddeye göre davacı taraf en az 1000 İsviçre Frank’ı başvuru harcı yatırılır. Daha sonra kurul tarafından hesaplanacak yargılama giderinden gerekirse bu meblağı mahsup eder. Bu meblağ yatırılmadan CAS herhangi bir işleme başlamaz. Yukarıda sayılan zorunlu unsurlarda bir eksiklik söz konusu ise CAS Sekreteryası davacı tarafa kısa bir süre verir. Bu süre kesindir. Bu süre içerisinde de eksiklikler giderilmezse başvuru davacı tarafça geri çekilmiş sayılır.
Davacı tarafça verilen dilekçenin usule uygun olması veya sonradan eksikliklerin tamamlanması halinde CAS Sekreteryası -CAS’ın yargı alanına girmediği ilk bakışta anlaşılan uyuşmazlıklar dışında- tahkimi işletmek için işlemlere başlar. Bu bağlamda dava dilekçesi davalıya tebliğ edilir ve davalıdan bir cevap dilekçesi talep edilir. Bu dilekçe davalının savunmasını, tüm itirazlarını ve karşı iddialarını içermelidir. Ayrıca CAS uyuşmazlığa uygulanması talep edilen hukuku ve hakem sayısı ve seçimine ilişkin beyanda bulunmak üzere davalıya süre verir.
F.2.Hakemlerin Seçimi:
Olağan Tahkim bir ya da üç hakemden oluşur. Taraflar arasında yapılmış tahkim sözleşmesinde bu konuda bir hüküm yoksa ya da taraflar sonradan bu konuda bir mutabakata varamamışlar ise bu durumda Olağan Tahkim Dairesi Başkanı uyuşmazlığın türüne, karmaşıklığına, uyuşmazlığın hukuki vasfına, ve ihtilaf konusu meblağın büyüklüğüne göre bir karar verir. Eğer taraflar tek hakem konusunda uzlaşmışlarsa ya da Daire başkanı tarafından tahkimin tek hakem tarafından yürütüleceğine karar verilmiş ise taraflara bu konuda yapılacak bildirimi takiben 15 gün içerisinde bir hakem belirlemeleri için süre verilir. Bu süre içinde taraflar bir hakem üzerinde mutabık kalamazlarsa Daire Başkanı hakemin kim olacağını tespit eder. Davanın 3 hakemle yürütülmesi halinde bu durum önceden kararlaştırılmış bir sözleşmeye dayanıyorsa davacı tarafından dava dilekçesinde seçilen hakemin adı yazılmalıdır. Bu durumda davalı da dilekçenin kendisine tebliği ile birlikte CAS tarafından belirlenen süre içerisinde bir hakem seçip, bildirmelidir. Tahkimin 3 hakemle yürütüleceği daire başkanının kararı ile gerçekleşmişse bu kararın taraflara bildirimi ile bu bildirimde belirtilen süre içerisinde tarafların seçtikleri hakemi bildirmeleri gerekir. Bu süreler içerisinde tarafların bildirimde bulunmamaları halinde onların yerine daire başkanı seçim yapar. Bu yollardan biri ile belirlenen iki hakem kendi aralarında sekreterya tarafından belirlenen süre içerisinde heyete başkanlık yapacak üçüncü bir hakem seçerler. Tanınan süre içinde bu hakemin seçilememesi halinde yine daire başkanı tarafından hakemler adına bir heyet başkanı hakem seçilir. Hakemler bu şekilde seçildikten sonra başkanın onayı da alınması şartı ile Sekreterya tarafından düzenlenen bir tutanak ile dosya hakem heyetine teslim edilir. Olağan tahkim yolunda da davaya katılma ve davanın üçüncü kişiye ihbarı mümkündür. Bu durum CAS’a sunulacak dilekçe ile gerçekleştirilir.
F.3.Gizlilik:
Olağan tahkim yargılaması kural olarak gizlidir. Ancak her iki tarafın da muvaffakatı ile verilen karar ilan edilebilir. Olağan tahkimin bu yönü devlet yargılamasındaki aleniyet ilkesine karşı taraflar açısından önemli bir avantaj olarak görülmektedir.
F.4.Yazılı Usul:
Olağan tahkim yargılamasında esas olan yazılı usuldür. Dava dilekçesinden sonra davalı taraftan cevap dilekçesi istenir. Şartlar gerektiriyorsa davacı taraf cevaba cevap (replik) ve davalı taraf düplik dilekçesi sunabilir. Replik ve düplik dilekçesinde taraflar ilk dilekçelerinde değinmedikleri konuları da ileri sürebilirler. Ancak bu aşamadan sonra ancak diğer tarafın rızası ile yeni istemlerde bulunabilirler. Davacı taraf cevaba cevap (replik) dilekçesini sunmazsa tahkim başvurusunu (dava dilekçesini) geri çekmiş sayılır. Davalı taraf düplik dilekçesi vermediği takdirde ise yargılamaya devam olunur.
F.5.Sözlü Usul:
Bu sürecin tamamlanmasının ardından hakem heyeti gerekli görürse sözlü yargılama aşamasına geçebilir. Heyet duruşma yapma zorunda değildir. Yazılı usul sonucu kararı netleşmişse sözlü aşamaya geçmeyebilir. Sözlü aşamaya geçilecek ise yazılı usulün tamamlanmasının ardından heyetçe bir duruşma günü belirlenir. Tebligat yapılmasına karşın taraflardan herhangi birinin duruşmaya gelmemesi yargılamaya ve hüküm verilmesine engel değildir. Ancak her iki taraf da gelmezse duruşma yapılamaz. Duruşmada taraflar tanık ve bilirkişi dinletebilir. Tanık ve bilirkişi masrafları taraflarca karşılanır. Heyet istisnai olarak tele konferans veya video konferans yolu ile tanık ve bilirkişi dinleyebilir. Sözlü usul tamamlandıktan sonra tarafların heyeti bir talebi yoksa yazılı beyanda bulunamazlar.
F.6.Esasa Uygulanacak Hukuk:
Uyuşmalığın esasına ilişkin uygulanacak hukuk tarafların iradesine bırakılmıştır. Tarafların tahkim sözleşmesinde veya sair bir anlaşma çerçevesinde uygulanacak hukuku tespit etme imkanları mevcuttur. Bu anlaşmanın yazılı olması da şart değildir. Tarafların hangi hukukun uygulanacağı konusunda anlaşmaya vardıklarını heyete beyan etmeleri de yeterlidir. Eğer taraflar arasında uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukukun tespiti konusunda bir mutabakat sağlanamazsa İsviçre Hukuku uygulanır.
Tarafların mutlaka bir ulusal hukuk seçme zorunlulukları da yoktur. Örf adet gibi bir hukuk yolu da seçmeleri mümkündür. Yeter ki bu seçim sonucu verilecek hüküm uluslar arası kamu düzenine aykırı sonuçlar doğurmasın. Aksi halde çıkacak hükmün uygulanma ihtimali de bulunmayacaktır.
Taraflar aralarında mutabık kalmaları şartı ile hakemlerden uyuşmazlığı hakkaniyete göre çözümlemelerini de talep edebilirler. Bu durumda hakemler herhangi bir hukuka bağlı kalmaksızın tamamen kendi vicdani kanaatlerine göre karar verirler. Tabii ki burada da hakemler uluslararası kamu düzeninin temel ilkelerine sadık kalmak zorundadırlar.
F.7.Hakem Kararı:
Üç hakimli tahkimde karar çoğunlukla alınır. Çoğunluğun sağlanamadığı halde heyet başkanın görüşü nihai karardır. Hakem kararı aksine bir anlaşma yoksa kısa bir gerekçe tarih ve imza içerir. Üç hakemli tahkimde tüm hakemlerin imzasına gerek yoktur. Heyet başkanının imzası yeterlidir. Kararın imzadan önce Genel Sekreterliğe sunulması gerekmektedir. Burada şekli düzeltmeler yapılabilir ve ancak Cas ictihatları ve uluslararası kamu düzenine açık aykırılıklar bulunması halinde heyetin dikkati bu konulara çekilir. Onaydan sonra karar taraflara tebliğ edilir. Verilen karar kesindir; icra edilebilir. Önceden feragat edilmemiş ise kararın iptali için İsviçre Federal Mahkemesi?nde bir iptal davası açılabilir.